30 Temmuz 2012 Pazartesi

Türkiye Üzerinde Oynanan Oyunlar


Cumhuriyetin temel niteliklerinin aşındırılmasını, “normalleşiyoruz” ve de “demokrasinin gereği” söylemiyle birlikte topluma, dayatmacı bir anlayışla, yaşam tarzından kültürümüze kadar birçok alanda yozlaşmanın yaşandığı ümmetçi bir değişim-dönüşüm yaratılmaya çalışılıyor.
“Din istismarı” üzerinden kurgulanmış Ilımlı İslam politikaları uygulayıcısı figüründeki AKP’nin, ABD, İsrail ve AB ile tam bir uyum içinde çalışmasının çerçevesinde hem AKP’nin hem de ABD, İsrail ve AB’nin ortak hedeflerine gidecek ortak amaçlarının olmasıdır.
Amerikancı generallerin 12 Eylül darbesi ve de Turgut Özal’ın 1991 yılında Genelkurmay Başkanlığı’nın karşı olmasına rağmen kabul ettirdiği Çekiç Güç’ün Türkiye’ye girmesiyle birlikte ABD, İngiltere ve İsrail’in birlikte yürüttükleri “Büyük Ortadoğu Projesinin”  Türkiye tarafının alt yapısı hazırlandı. Günümüzde de Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ben Büyük Ortadoğu’nun Eşbaşkanıyım” açıklaması paralelinde, bugün Arap Baharı yalanının sonucunda ortaya çıkan gerçek, kanlı olayların ve iktidar değişikliklerinin temelinde petrol zengini Ortadoğu’nun ele geçirilmek istenmesidir.
Ortadoğu’da, Irak’ta olduğu gibi Müslüman kanı dökülmekte olup mezhepler birbirleriyle çatıştırılmakta ve böyle ulusal bilinçten uzaklaştırılmaktadırlar. Ve yine Irak’ta olduğu gibi, Libya ve Mısır’a baktığımızda petrol şirketleri kimlerin denetimi altına geçmiştir?
Önemli bir konuya daha dikkatinizi çekmek istiyorum;
Irak Savaşından sonra Kuzey Irak’ta ABD, İsrail ve AB güdümünde kurulun bir Kürt Devlet var. Bugün Türkiye ile PKK, İran ile Pjak savaş halinde olup Azerbaycan’daki Kürtler hareketlenmeye başladı ve Suriye’deki Kürtler Yönetime karşı muhaliflerle birlikte savaşa geçti. Bu olayların alt yapısını hazırlayan ABD, İsrail ve AB’dir. Görmemiz gereken yakın tarihte Ortadoğu’nun çok olaylara gebe olduğudur.
Sırada, Türkiye’nin değiştirilmesi ve dönüştürülmesi var.
Nasıl mı?
- Atatürk devrimleri ve cumhuriyet kazanımlarımızın yok edilmesiyle birlikte “Tam Bağımsız Türkiye” düşünce ve eylemini, Ilımlı İslam politikalarıyla saf dışı bırakılması,
- Ulus Devlet yapısının yerine ABD, İsrail ve AB’nin işbirlikçisi rolünü üstlenmek,
- Demokrasinin olmazsa olmaz koşulu laik düzenin ortadan kaldırılarak ümmetçi anlayışı halka benimsetmek, ayrıca mezhep çatışmalarıyla ulus bilincini yıpratmak ve yok etmek.
- Milli sermayenin yabancıya satışı hem ekonominin yabancıya teslim edilmesine hem de tüketim toplumu yaratılarak kapitalist düzenin kapılarının açılması.
Bugün bize dış baskılarla benimsetilmeye çalışılan demokrasi, özgürlük ve serbest piyasa ekonomisinin kendi ülkelerindeki uygulamalarla hiçbir şekilde örtüşmediği açıkça gözükmektedir. ABD ve AB ülkelerinde ulusal kurum ve değerlerin yabancıya satışı imkânsız iken bizde ki durum ise içler acısıdır. En stratejik ulusal kurumlarımız, bankalarımız, telekomünikasyonumuz ve enerji sektörü ve diğer birçok sektörden kuruluşumuz yabancıya satıldı ve satılmaya devam ediyor. Burada elde edilmek istenen de Türkiye’nin Lozan kazanımlarının bir bir yok edilmesi, Kemalist yapının yok olmasıdır. Böylece AKP iktidarıyla Osmanlı dönemindeki “ Kapitülasyonlar” yeniden dayatılmaya başlandı.
Ülkemizde tüm bunlar yaşanırken, halkı tepkisizleştirmek için yargı, polis ve yandaş basın yürütmenin ekseninde hareket etmektedir. Muhalefete ve sivil toplum kuruluşlarına karşı bir itibarsızlaştırma ve baskı unsuru uygulanmakta olup “Ya taraf olursun ya da bertaraf olursun” söyleriyle tehdit edilmeleri sonucu faşist bir dikta yönetimle karşı karşıya kalınmış ve böylece halkı tepkisizleştirmiştir.
Türk Halkının suni gündemler yaratılarak, kendi arasında tartıştırılmasıyla, dışarıda yaşanan gelişmelerden uzak tutulması ve içeride yapılan değişim-dönüşüm hareketleriyle Cumhuriyet kazanımlarını altının oyulması ve milli değerlerimizin bir bir babalar gibi satışı gerçekleşiyor.
Kısacası uyutuluyoruz.
Uyan ey Türk Milleti,
Yarın geç olabilir.
Ya uyumaya devam edeceğiz ya da Milli Mücadele dönemindeki gibi ülkemize sahip çıkacağız.
Murat ÖZCAN
21 Temmuz 2012 Cumartesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder